
Yine bir İclal Aydın yazısı..Bazen bende bu bayanla duygu paylaşımı içerisinde olduğumu hissediyorum...Benim yazmak isteyip yazamadığım,aklımdan milyonlarca kelime geçip bir cümle çatısı altında toplayamadığım anlarda yardımıma koşuyor sanki..Yine bir İclal Aydın yazısı ve en etkilendiğim kısmı..Bugün kendimi yine onunla duygudaş ilan ediyorum ...IRMAK
Duygudaşlık
Bazen ruhunuzun bedeninizden yükselen ısıymışcasına sizden çıkıp uzaklaştığını, siz de dahil olmak üzere herkese ve her şeye tepeden baktığını hisseder misiniz?Sanki anlık bir yolculukmuş ama o bir saliseye saatler sığmış gibi bir yorgunluk çöker mi üzerinize?Sadece geceleri değil sözünü ettiğim, gün ortasında aniden geliveren bir ürperme gibi...
Bedenimin demirden dökülmüş bir heykele dönüştüğünü zanneder ve hiç ama hiç kıpırdayamam. Bedensel kıpırtısızlığıma karşın görme, işitme, uzaklaşma ve değerlendirme yetisi sanki üç katına çıkmış olan ruhum hızlı bir yolculuk yapıp dönüverir...“Ne oldu, ne daldın?” diye sorarlar. “Hiiççç” derim “hiç!” Bazen karşımdakinin bedenine girmişim gibi, bazen başka bir şehirde bir masaya oturmuşum gibi, bazen birkaç gün önceye dönmüşüm gibi bir yabancılaşırım kendime. Çok saçma değil mi?Empatik bir zorlanmaya mı böyle bir fantastik bir tanım yapıyorum yoksa ruhsal bir sendeleme mi oluyor bilemiyorum. Bu “yetenek” ya da “ceza” bana bazen anlatmayı gereksiz bulduğum bir mutluluk bazen de derin nefesler almamı gerektiren bir sıkıntı veriyor.
***